AŞK, MARK VE ÖLÜM - Başka bir dünya mümkün mü?

Kimi Aramıştınız?

  

Bu filmin övgülerini gördüğümde ve hatta play tuşuna basana kadar belgesel olduğunu bilmiyordum. Bu kadar ilgimi çekeceğini de düşünmüyordum. Öncelikle arşivine sağlık Cem Kaya. O kadar eski yıllara ait gündelik hayattan şahane videolar nasıl çekilmiş nasıl ulaşılmış hayret doğrusu. Neden izleyelim? derseniz...

Belgeselin konusu Almanya'nın 1950'lerde ekonomik politikalarından dolayı başta Türkiye olmak üzere bir çok ülkeden işçi alması ile başlıyor. Mutlaka Türkiye'den her evin Almanya'da bir akrabası, tanıdığı vardır. İktisat  ve Sosyoloji eğitimi almış, müzik bağımlısı biri olarak belgeselin röntgenini çekerek izledim adeta. Bütün bu olan biten kapitalizm, ırkçılık, insan psikolojisi, toplum davranışları, müziğin insan hayatındaki hayati önemi gibi bir çok alt konuyu barındırıyor. Türkiye'den giden vatandaşların Almanya'da ağır şartlarda çalıştığını, dil bilmeden sudan çıkmış balık gibi adapte olmaya çalıştığını, hem Alman vatandaşları hem Türk vatandaşları tarafından ötelendiğini, arada kaldığını insanın içine oturtarak anlatıyor. Batsın bu dünya diyorsunuz içinizden. Aynı zamanda bu zor koşullarda var olma mücadelelerinde müziğe sarılmaları, Almanya eğlence ve müzik kültürüne nasıl katkı sağlandığını, o dönemlerde hangi sanatçıların ne kadar popüler olduğunu gösteriyor. Cem Karaca, Zeki Müren, İbrahim Tatlıses... ilk kez göreceğiniz video görüntüleri ile... Cem Karaca zaten Almanya'dan döndükten sonra mesela bir şarkı söyler, "Ben döneksem döndüm diye memleketime, döndüm baba döndüm işte oh be!" diye... Memleket özlemi sonunda...

Üzücü gerçeklerden biri de kayıttaki bir abinin dediği gibi, her şey değişiyor fakat ırkçılık baki kalıyor. İyi ki müzik var ve birbirine tutunabilen, bir araya gelebilen dostlar var. Her şeye rağmen...

0 yorum:

Yorum Gönder