LİSELİ - En baştan mı, kaldığı yerden mi?

Kimi Aramıştınız?

  

Filmi pek sevdiğim Juliette Binoche'yi görünce izlemek istedim. pandemi dönemine çekildiği belli olan, yani kapalı alanlarda izlemeyi rahatsız etmeyecek şekilde maskeli çekim yapılmış olması "olduğu gibi hayat" havası katmış. Bunu sevdim. Filmde asıl rol, hikayenin neredeyse tek kişi üzerine kurgulandığı Lucas yani Paul Kircher 'e düşüyor. Filmin ortasına kadar sıkıldığımı söyleyebilirim. Filmlerin hemen hepsinin üstlendiği, göze sokulan eşcinsellik misyonu da umarım beni sonunda homofobik yapmaz. Fakat bu filmde psikoloji ile de ilişkilendirilerek güzel işlendiğini söyleyebilirim. Ergenlik çağındaki bir gencin babasını trafik kazasında kaybetmesi ile atlatmakta zorlandığı hikayesini anlatıyor. Fakat filmin başından da belli ki Lucas zaten buluttan nem kapacak bir çocuk. Diğer çocuk da ondan çok büyük olmamasına rağmen, o da babasını kaybetmiş olmasına rağmen Lucas biraz ailenin fazla şımartılmış, acı çekmesini bile bilmeyen küçük çocuğu gibi gelmedi değil. Bir sahnede ağzına terlikle vurasım da geldi. Fakat bunlar ağır travmalar elbette orası bir gerçek. 

İzlesek mi derseniz, kaldıramayacakları bir acı karşısında insanların psikolojisini izlemek için bir örnek diyebiliriz. Sonu güzel ifade edilmiş ama yine de gardınızı alın derim.


0 yorum:

Yorum Gönder