Kimi Aramıştınız?

dizi yorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dizi yorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

UYSALLAR - Olmak istediğin "Sen" hangisi?

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Netflix'te yayınlanan bir kara komedi dizisidir. Dizinin konusu, her biri farklı bir hayat yaşayan ve kim olduklarını sorgulayan Uysal ailesinin uyanış hikayesidir. 

Dizinin oyuncuları şunlardır:

- Öner Erkan: Oktay Uysal rolünde. Başarılı bir mimar olan Oktay, orta yaş bunalımına girmiş ve gizli bir punk hayatı yaşamaya başlamıştır.

- Songül Öden: Nil rolünde. Oktay'ın eşi olan Nil, hiçbir zaman kendine vakit ayıramamış ve eşinin ilgisizliğinden dert yanmaktadır. Bir işe girip kendi hayatını yaşamak ister.

- Haluk Bilginer: Berhudar rolünde. Türkiye'nin en büyük cezaevi inşaatının devlet tarafından görevlendirilmiş sorumlusudur. Takıntılı bir adamdır.

- Uğur Yücel: Olcay rolünde. Oktay'ın babasıdır. Baskıcı bir baba olmuştur. Eşi öldükten sonra oğlunun yanına taşınmış ve ailesini düzeltmeye çalışmaktadır.

- Nezaket Erden: Zeynep rolünde. Oktay ve Nil'in kızlarıdır. Üniversite sınavına hazırlanmaktadır. Ailesinin yalanlarını fark etmeye başlamıştır.

- Umut Yeşildağ: Ege rolünde. Oktay ve Nil'in oğullarıdır. Lise öğrencisidir. Ailesinin sırlarını öğrenmek için çabalamaktadır.

- Serkan Altunorak: Cem rolünde. Oktay'ın iş arkadaşıdır. Oktay'ın gizli hayatını keşfeder ve ona katılmak ister.

- İbrahim Selim: Can rolünde. Oktay'ın punk arkadaşıdır. Oktay'a yeni bir dünya sunar.

- Durukan Ordu: Emre rolünde. Berhudar'ın oğludur. Babasının baskısından bunalan bir gençtir.

Uysallar dizisinin yönetmeni Onur Saylak, aynı zamanda başarılı bir oyuncu ve öğretim görevlisidir. 1977 Ankara doğumlu olan Saylak, ODTÜ Fizik Bölümü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nde eğitim görmüştür. Tiyatro, sinema ve televizyon oyunculuğunun yanı sıra Kadir Has Üniversitesi Film ve Drama alanında öğretim görevlisi olarak da çalışmaktadır.

Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı ilk proje 2015 yılında çektiği Orman adlı kısa filmdir. Bu filmde eşi Tuba Büyüküstün de rol almıştır. 2017 yılında ise ilk uzun metrajlı filmi Daha'yı yönetmiştir. Bu film, Hakan Günday'ın aynı adlı romanından uyarlanmış ve uluslararası pek çok festivalde gösterilmiştir. Uysallar dizisi ise Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı ikinci uzun metrajlı projedir. Bu dizinin senaryosunu da Hakan Günday yazmıştır.

Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı projeler arasında ortak noktalar bulmak mümkündür. Öncelikle, bu projelerin hepsi dramatik ve karanlık bir atmosfere sahiptir. Ayrıca, bu projelerin hepsi toplumsal sorunlara, bireysel krizlere ve kimlik arayışına değinmektedir. Örneğin, Daha filminde insan kaçakçılığı ve babalık teması işlenirken, Uysallar dizisinde orta yaş bunalımı ve aile içi gizemler konu edilmektedir. Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı projelerde oyuncu yönetimi de oldukça başarılıdır. Özellikle Haluk Bilginer ile çalıştığı Şahsiyet dizisinde Emmy ödülü kazanan bir performans ortaya çıkarmıştır. Uysallar dizisinde de Haluk Bilginer'in yanı sıra Öner Erkan, Songül Öden ve Uğur Yücel gibi usta oyuncularla çalışmıştır.

Uysallar dizisinin en etkileyici yanı, izleyiciye sıradan bir ailenin aslında ne kadar sıra dışı olabileceğini göstermesidir. Dizide, Uysal ailesinin her bir ferdinin birbirinden gizlediği ikili hayatları vardır. Bu hayatlar, ailenin içindeki çatlakları ve yalanları ortaya çıkarmaktadır. Dizinin kara komedi türünde olması da izleyiciyi hem güldürüp hem düşündürebilmektedir.

Dizinin punk konusunu işleme şekli ise oldukça ilginçtir. Dizide, başarılı bir mimar olan Oktay Uysal'ın orta yaş bunalımına girmesi ve gizli bir punk hayatı yaşamaya başlaması anlatılmaktadır. Oktay, punk arkadaşı Can ile birlikte konserlere gider, saçını boyar, dövme yaptırır ve hatta bir punk grubu kurar. Bu arada ailesinden ve işinden de uzaklaşmaya başlar. Punk kültürü, Oktay'ın içindeki bastırılmış arzularını ve özgürlük isteğini yansıtmaktadır. Ancak bu kültürün de kendi kuralları ve sorunları olduğunu fark eder. Punk konusu, dizide hem komik hem de dramatik sahnelere neden olmaktadır.

Onur Saylak bu dizi ile içinde punk rock ruhu da taşıyan bir beyaz yakalı olarak beni tanımlarında dahi çok heyecanlandırmıştı. İzlediğimde de çok doyurucu buldum, umduğumu buldum diyebilirim. Öner Erkan'ın oyunculuğunun katkısı büyük elbette. Songül Öden'i de pek severim zaten.

İş hayatı, eski hayaller, endişe ile karışık yeni umutlar, özellikle bir yaştan sonra hayatı kaçırma kaygıları bir çok insanda hissedilen ortak duygular. Bu açıdan çok güzel bir noktadan yakalanmış. İş hayatı o kadar hayat değil ki, gözümüzü açtığımız anda 15-20 sene ardımızda kalmış ve biz eski fotoğraflarımıza bakarken buluyoruz kendimizi.

Fakat Onur saylak Boğa Boğa filminde beni açmadı diyebilirim. Belki de dizilerini daha çok seviyorum.

THE CROWN - Tahtın gölgesindeki ağırlık

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

The Crown, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in saltanatını anlatan tarihi bir drama dizisidir. Dizi, 1947'den 1990'ların başlarına kadar olan dönemi kapsar ve kraliyet ailesinin özel ve siyasi hayatını gösterir. Dizi, Peter Morgan tarafından yaratılmış ve Netflix için Left Bank Pictures ve Sony Pictures Television tarafından üretilmiştir.

Dizi, her iki sezon için yaşlanma sürecine uygun olarak oyuncuları değiştirir. İlk iki sezonda Kraliçe'yi Claire Foy, Prens Philip'i Matt Smith ve Prenses Margaret'i Vanessa Kirby canlandırır. Üçüncü ve dördüncü sezonda Kraliçe rolünü Olivia Colman, Prens Philip rolünü Tobias Menzies ve Prenses Margaret rolünü Helena Bonham Carter devralır. Ayrıca Prens Charles rolünde Josh O'Connor, Lady Diana Spencer rolünde Emma Corrin ve Margaret Thatcher rolünde Gillian Anderson da diziye katılır. Son iki sezon için Kraliçe rolünü Imelda Staunton, Prens Philip rolünü Jonathan Pryce ve Prenses Margaret rolünü Lesley Manville üstlenirken, Prens Charles rolünü Dominic West ve Prenses Diana rolünü Elizabeth Debicki oynayacaktır.

Olivia Colman, The Crown dizisinde Kraliçe II. Elizabeth'i üçüncü ve dördüncü sezonda canlandıran İngiliz bir oyuncudur. Bu rolüyle hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük beğeni toplamıştır. Ayrıca bu rolüyle bir Altın Küre Ödülü ve bir Emmy Ödülü kazanmıştır. Colman, Kraliçe'nin yaşlanma sürecini ve siyasi ve kişisel zorluklarla başa çıkmasını başarıyla yansıtmıştır. Colman'ın oyunculuğu, Claire Foy'un canlandırdığı genç Kraliçe ile kıyaslanmış, ancak Colman'ın kendine özgü bir tarzı olduğu da kabul edilmiştir. Colman, dizideki rol arkadaşları Helena Bonham Carter, Josh O'Connor, Emma Corrin ve Gillian Anderson ile de iyi bir uyum yakalamıştır.

The Crown dizisinin yaratıcısı ve başlıca senaristi Peter Morgan'dır. Morgan, bu diziyi 2006 yılında yazdığı The Queen filmi ve özellikle 2013 yılında sahneye koyduğu The Audience oyunundan geliştirmiştir. Morgan, dizinin 50 bölümünü yazmıştır. Ayrıca dizinin yapımcıları arasında da yer almaktadır. Morgan'ın daha önce yazdığı diğer eserler arasında Frost/Nixon, The Last King of Scotland, The Damned United ve Rush bulunmaktadır.

The Crown dizisinin yönetmenleri arasında Stephen Daldry, Philip Martin, Julian Jarrold, Benjamin Caron, Jessica Hobbs, Christian Schwochow, Paul Whittington, Philippa Lowthorpe, Samuel Donovan, May el-Toukhy, Alex Gabassi ve Erik Richter Strand yer almaktadır. Daldry ve Martin aynı zamanda dizinin yapımcıları arasındadır. Daldry'nin daha önce yönettiği filmler arasında Billy Elliot, The Hours ve The Reader bulunmaktadır. Martin'in daha önce yönettiği diziler arasında Prime Suspect: The Final Act, Wallander ve Mo bulunmaktadır.

The Crown dizisi hakkında kraliyet ailesinin resmi bir yorumu yoktur. Ancak bazı üyelerin diziyi izledikleri ve hakkında konuştukları bilinmektedir. 

- Kraliçe'nin iletişim sekreteri, kraliyet ailesinin The Crown hakkında yorum yapmadığını ve diziyi izleyip izlemediklerini söylemediğini New York Times'a bildirmiştir. Ancak güvenilir raporlar, Kraliçe'nin ilk sezonu izlediğini ve "gerçekten beğendiğini", ancak bazı şeylerin "aşırı dramatize edildiği" konusunda endişeleri olduğunu desteklemektedir.

- Prenses Eugenie, 2017 yılında Hello dergisine dizinin "birkaç bölümünü" izlediğini ve "çok güzel çekildiğini" söylemiştir. Ayrıca kendisini The Crown'da canlandırmasını istediği aktris olarak Kate Beckinsale'i seçmiştir.

- Prenses Anne, ITV'nin 2020 yılında yayınladığı "Anne: The Princess Royal At 70" belgeselinde dizinin bazı eski bölümlerini izlediğini söylemiştir. Dizide kendisini canlandıran Erin Doherty'nin saçlarını yapmak için iki saat harcadığını duyduğunda ise inanamadığını belirtmiştir.

- Diana'nın kardeşi Charles Spencer, ailesinin Althorp House malikanesinde The Crown'ın çekimine izin vermediğini söylemiştir. Diana bu malikanede büyümüş ve buraya gömülmüştür.

- Meghan Markle, 2017 yılında Vanity Fair'e verdiği röportajda Prens Harry ile tanışmadan önce The Crown'ı izlediğini söylemiştir.

- Prens Harry, 2021 yılında James Corden ile yaptığı röportajda The Crown'ın "kurgusal" olduğunu ancak "kraliyet ailesinin yaşadığı basınç ve duyguları" doğru bir şekilde yansıttığını söylemiştir. Ayrıca kendisini The Crown'da canlandırmasını istediği aktör olarak Damian Lewis'i seçmiştir.

Benzer diziler; Downton Abbey, The Tudors, Victoria, The Great, Bridgerton olarak sayılabilir. İzleyiciler bu dizileri de sevebilir.

Dizinin bir bölümünde Türk bir karakter adında geçici bir role yer verilmiştir. Fakat bahsi geçen Türk'ü oynayan oyuncu yabancıdır. Dizi çekilmeye başlandığında ve bir çok sezonu yayınlandığında kraliçe hayatta idi. Son sezonu daha sonra yayınlanmıştır. Kraliyeti anlatan bir çok film ve dizi olmasına rağmen hayli sürükleyicidir. Dizinin tüm sezonunu izlediğinizde artık size kraliçe dendiğinde Olivia Colman aklınıza gelecektir.

Yorumlar:

- BBC'den Hugh Montgomery, dizinin beşinci sezonunu "sürükleyici, ama kötü anlatılmış bir pembe dizi" olarak nitelendirmiştir. Montgomery, dizinin oyunculuklarını ve prodüksiyonunu övmekle birlikte, senaryonun giderek tembel ve tarihsel gerçekleri çarpıtan bir hale geldiğini eleştirmiştir.

- New York Times'tan Mike Hale, dizinin beşinci sezonunu "kraliyet ailesinin en düşük noktasını gösteren" olarak tanımlamıştır. Hale, yeni kraliçe Imelda Staunton'un "muhteşem" olduğunu ve Elizabeth Debicki'nin Diana rolünde "parladığını" yazmıştır. Ancak Hale, dizinin Charles ve Diana odaklı olduğunu ve Peter Morgan'ın alegorik anlatımının karakter gelişimine zarar verdiğini belirtmiştir.

- CNN'den Brian Lowry, dizinin beşinci sezonunu "hala oldukça iyi" olarak değerlendirmiştir. Lowry, dizinin yeni oyuncularının başarılı olduğunu ve kraliyet ailesinin 1990'lardaki krizlerini ilgi çekici bir şekilde sunduğunu söylemiştir. Ancak Lowry, dizinin daha önceki sezonlarının daha yüksek standartlarda olduğunu ve beşinci sezonun bazı bölümlerinin uzun ve sıkıcı olduğunu ifade etmiştir.



DOWNTON ABBEY - Sınıfların aşkı ve savaşı

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Downton Abbey, 20. yüzyılın başlarında İngiltere'de yaşayan soylu Crawley ailesi ve onlara hizmet eden çalışanların hayatlarını anlatan tarihi bir drama dizisidir. Dizi, 1912'den 1926'ya kadar olan dönemi kapsar ve kraliyet ailesinin de bazen dizide yer aldığı bu dizi, tarihi olaylara ve sınıf çatışmalarına değinir. 

Dizi 1800'lerin ihtişamlı görüntüsünün diğer yanını başarıyla yansıtmaktadır. Aksiyonlar olmadan da bir dizinin ne kadar sürükleyici olabileceğini, her oyuncunun zihinlerde ayrı özel bir yer edindiğini göreceksiniz. Özellikle de soğuk ve etkileyici Michelle Dockery'nin.

Dizi, altı sezon ve bir film olarak yayınlanmıştır ve toplam 52 bölümden oluşmaktadır. Dizinin oyuncu kadrosunda şu isimler yer almaktadır:

- Maggie Smith: Violet Crawley (Dowager Countess of Grantham)

- Hugh Bonneville: Robert Crawley (Earl of Grantham)

- Elizabeth McGovern: Cora Crawley (Countess of Grantham)

- Michelle Dockery: Mary Crawley (Lady Mary Talbot)

- Laura Carmichael: Edith Crawley (Lady Edith Pelham)

- Jessica Brown Findlay: Sybil Crawley (Lady Sybil Branson)

- Dan Stevens: Matthew Crawley

- Lily James: Rose MacClare (Lady Rose Aldridge)

- Jim Carter: Charles Carson (Butler)

- Phyllis Logan: Elsie Hughes (Housekeeper)

- Joanne Froggatt: Anna Bates (Head Housemaid)

- Brendan Coyle: John Bates (Valet)

- Robert James-Collier: Thomas Barrow (Under Butler)

- Sophie McShera: Daisy Mason (Assistant Cook)

- Lesley Nicol: Beryl Patmore (Cook)

- Penelope Wilton: Isobel Crawley

- Allen Leech: Tom Branson

- Matthew Goode: Henry Talbot

-Downton Abbey, televizyon eleştirmenlerinden övgü alarak birçok ödül kazanmıştır. Dizi, 2011 yılında Guinness Rekorlar Kitabı tarafından en çok beğenilen İngilizce televizyon dizisi olarak tanınmıştır.

Televizyondan sinemaya başarılı bir geçiş yapabilen nadir dizilerden biridir. 2019 yılında vizyona giren ilk filmi dünya çapında 150 milyon poundun üzerinde hasılat yapmıştır. Dizinin başrol oyuncusu Hugh Bonneville'ın dediği gibi, Bridgerton gibi dönem dizilerine ilham kaynağı olmuştur. Bonneville, Insider'a verdiği röportajda Downton Abbey'nin ilk yayınlandığında eleştirmenler tarafından küçümsendiğini ancak altı sezon sürdüğünü ve iki tane de film çekildiğini söylemiştir.

Dizi, soylu bir aile ile onlara hizmet eden çalışanların hayatlarını göstererek, sınıf farklılıklarının hem birlikte yaşamayı hem de aşkı nasıl etkilediğini vurguluyor. 

20. yüzyılın başlarında yaşanan tarihi olaylara ve bunların kraliyet ailesi ve İngiliz toplumu üzerindeki etkilerine değinir. Dizi, Birinci Dünya Savaşı, İrlanda Bağımsızlık Savaşı, Kadın Hakları Hareketi, Ekonomik Bunalım gibi olayların hem bireysel hem de toplumsal sonuçlarını gösterir.

Kraliyet ailesinin hem özel hem de siyasi hayatını göstererek, onların da sıradan insanlar gibi duyguları, zaafları ve sorunları olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda dizi, kraliyet ailesinin geleneklere ve protokollere bağlılığının hem bir güç hem de bir zorluk kaynağı olduğunu göstermektedir.

Downton Abbey dizisine benzer diziler olara; The Durrells, Belgravia, The Tudors, Sandition, War & Peace sayılabilir.

1800'lü yıllarda geçen çok dizi izledim fakat bu dizinin karakterleri yaşamıma sızdı adeta.

Bazı dizi ve filmleri izledikten sonra o insanlara alışıyorum ve bu kez nerede oynamışlarsa o yapımları izlemeye koyuluyorum. Bazen hepsinde başarılı bulmaya devam ediyorum, bazen de bir rolün bir oyuncuya neler katabileceğin, aradaki farkı anlıyorum.

Eğer aksiyon olmadan da özellikle insan ilişkilerine özel bir dizi izlemeyi seviyorsanız, yüksek ihtimalle bu diziyi seveceksiniz.


ANNE WITH AN E - Hayallerinin peşinde umut dolu bir kız çocuğu

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Anne with an E, Kanada yapımı bir drama dizisidir. Dizi, Lucy Maud Montgomery'nin Yeşilin Kızı Anne adlı romanından uyarlanmıştır. Dizi, 1890'lı yıllarda Kanada'da yaşayan yetim bir kız olan Anne Shirley'nin hayatını anlatır. Anne, evlenmemiş iki kardeş olan Matthew ve Marilla Cuthbert tarafından evlat edinilir ve Green Gables adlı çiftlikte yaşamaya başlar. Dizi, Anne'in hem kendini hem de ait olduğu yeri bulma yolculuğunu gösterir.

Dizinin başrolünde Anne Shirley karakterini canlandıran Amybeth McNulty yer almaktadır. McNulty, İrlandalı-Kanadalı bir aktristir ve Anne rolü için 1800 kişi arasından seçilmiştir. Dizide ayrıca Geraldine James (Marilla Cuthbert), R.H. Thomson (Matthew Cuthbert), Lucas Jade Zumann (Gilbert Blythe), Dalila Bela (Diana Barry), Corrine Koslo (Rachel Lynde), Aymeric Jett Montaz (Jerry Baynard) gibi oyuncular da rol almaktadır.

Dizideki bütün karakterler kendinize yakın bulacağınız, samimi hissettiren türden.

Anne Shirley hayal gücü ve tutkusuyla dolu bir çocuktur. Yaşadığı zorluklara rağmen hayata pozitif bakmayı ve kendini geliştirmeyi başarır. Dizide Anne'in maceraları hem eğlenceli hem de duygusal anlar yaşatıyor.

Dizi diğer taraftan 19. yüzyılın sonunda Kanada'da yaşanan toplumsal ve kültürel değişimleri yansıtmaktadır. Kadın hakları, ırkçılık, eğitim, aile gibi konulara değinir. Hem tarihi hem de güncel meselelere ışık tutar. Basit gibi görünen, kolay izlenen fakat içerik mesajları olarak güçlü bir dili olan yapımdır.

Dizi Anne Shirley'nin etrafındaki karakterlerle kurduğu ilişkileri gösterir. Anne'in Matthew ve Marilla ile olan aile bağını, Gilbert ile olan romantik ilişkisini, Diana ile olan dostluğunu ve diğer karakterlerle olan etkileşimlerini anlatır. Dostluk, aidiyet gibi temaları işler.

Anne Shirley'i canlandıran Amybeth McNulty, dizide çok başarılı bir performans sergilemiştir. McNulty, Anne'in hem neşeli hem de hüzünlü anlarını çok iyi yansıtmıştır. McNulty, Anne'in hayal gücüne, tutkusuna ve zekasına hayat vermiştir.

McNulty, Anne rolü için çok uygun bir seçim olmuştur. McNulty'nin kızıl saçları, çilleri ve yeşil gözleri Anne'in fiziksel özelliklerine çok benzemektedir. McNulty'nin ses tonu ve vücut dili de Anne'in karakterine çok uymaktadır. 

McNulty, dizideki diğer oyuncularla da çok iyi bir uyum yakalamıştır. McNulty'nin Matthew ve Marilla ile olan sahneleri çok duygusal ve samimi olmuştur. McNulty'nin Gilbert ile olan sahneleri ise çok romantik ve tatlı olmuştur. McNulty'nin Diana ile olan sahneleri de çok eğlenceli ve komik olmuştur.

Dizinin ilk bölümlerinde size çocuk yapımı izliyormuş hissi verse de devam etmenizi tavsiye ederiz. İlerleyen bölümlerde bu kız çocuğuna bu rol için var olduğunu inanacak kadar seveceksiniz.


A STAR IS BORN - Bir yıldızın doğuşuyla bir aşkın batışı

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

A Star Is Born, Bradley Cooper'ın yönettiği ve başrolünü oynadığı 2018 yapımı bir romantik dram filmidir. Filmde Cooper'a Lady Gaga, Dave Chappelle, Andrew Dice Clay ve Sam Elliott eşlik ediyor. Film, alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele eden ünlü bir müzisyenin (Cooper) genç bir şarkıcıyı (Gaga) keşfedip ona aşık olmasını konu alıyor. Film, 1937'de çekilen orijinal film ve 1954 ve 1976'da yapılan uyarlamaların ardından aynı hikayenin dördüncü sinema versiyonudur.

Filmdeki oyuncular:

- Bradley Cooper - Jackson "Jack" Maine

- Lady Gaga - Ally Campana

- Sam Elliott - Bobby Maine

- Andrew Dice Clay - Lorenzo Campana

- Dave Chappelle - George "Noodles" Stone

- Film, hayallerini gerçekleştirmek için kendine güvenmenin ve kendin olmanın önemini vurguluyor. Ally, başkalarının onu değiştirmesine izin vermeden kendi sesini ve tarzını buluyor. Jack ise ona cesaret veriyor ve onu destekliyor.

- Zihinsel sağlığın ciddiyetini ve alkolizmin yıkıcı etkilerini gösteriyor. Jack, çocukluk travmaları ve ünlü olmanın yalnızlığı nedeniyle bağımlılıkla mücadele ediyor. Ally ise onun acısını paylaşıyor ve onu kurtarmaya çalışıyor. Ancak Jack'in intiharı, hem Ally'i hem de izleyiciyi derinden sarsıyor.

- Kadın başarısı ve erkek çöküşü arasındaki ilişkiyi inceliyor. Ally'nin yükselişi, Jack'in düşüşüne eşlik ediyor. Jack, Ally'nin kariyerine zarar vermemek için kendini feda ediyor. Ally ise onun anısına sahneye çıkıyor ve onun soyadını kullanıyor. Film, kadınların erkeklerden bağımsız olarak var olamayacağına dair eski bir kalıbı sorgulatıyor.

A Star Is Born, romantik dram türünde bir film olduğu için bu türü sevenler için ideal bir seçim olabilir. Müzikal performanslar, duygusal sahneler ve gerçekçi karakterler sunuyor. Aşkın gücünü ve acısını anlatıyor. Ünlü olmanın getirdiği zorlukları, bağımlılığı, yalnızlığı ve fedakarlığı gösteriyor. Aynı zamanda bir klasik hikayenin modern bir yorumu olduğu için film tarihiyle ilgilenenler için de ilgi çekici olabilir. Lady Gaga ve Bradley Cooper'ın hayranları için de kaçırılmayacak bir film olabilir.

Müzik severleri duygusal olarak daha derinden etkileyebileyecek bir film olduğunu söyleyebiliriz.

Yorumlar:

- Film, Lady Gaga ve Bradley Cooper'ın harika oyunculukları, müzikleri ve kimyasıyla izleyicileri büyülüyor¹². Film, klasik bir hikayeyi modern bir şekilde yorumluyor ve duygusal bir etki yaratıyor.

- Film, ilk yarısında daha güçlü ve etkileyici iken, ikinci yarısında biraz zayıflıyor. Ally'nin pop yıldızı oluşu ve Jack'in çöküşü arasındaki dengeyi tutturmakta zorlanıyor². Bazı sahneler gereksiz uzun veya abartılı görünüyor.

- Film, ünlü olmanın getirdiği zorlukları, bağımlılığı, yalnızlığı ve fedakarlığı gösteriyor. Film, aşkın gücünü ve acısını da seyirciye hissettiriyor. Film, son sahnesiyle izleyicileri gözyaşlarına boğuyor.

Başarısı:

- Film, eleştirmenlerden ve izleyicilerden büyük beğeni topladı. Film, oyunculuk, yönetim, senaryo, görüntü yönetimi ve müzik alanlarında övgü aldı. Film, duygusal bir etki yarattı ve seyircileri gözyaşlarına boğdu.

- Gişede de büyük bir başarı elde etti. 36 milyon dolarlık bütçeye karşılık 436.2 milyon dolar hasılat yaptı. Film, dünya çapında en çok izlenen filmler arasına girdi.

- Birçok ödül ve adaylık kazandı. Film, 91. Akademi Ödülleri'nde 8 dalda aday gösterildi ve En İyi Özgün Şarkı ödülünü \"Shallow\" ile kazandı¹³. Film, 76. Altın Küre Ödülleri'nde 5 dalda aday gösterildi ve yine En İyi Özgün Şarkı ödülünü \"Shallow\" ile kazandı. Film, Grammy Ödülleri'nde 7 dalda aday gösterildi ve 4 ödül kazandı. Film, BAFTA Ödülleri'nde 7 dalda aday gösterildi ve En İyi Özgün Müzik ödülünü kazandı.


Benzer filmler:

- Once (2007): Bir sokak müzisyeni ve bir göçmen kadının müzik yaparak aşkı bulmasını anlatan duygusal bir film.

- Beyond the Lights (2014): Ünlü bir pop yıldızının hayatını kurtaran bir polis memuruyla olan ilişkisini konu alan romantik bir dram.

- Begin Again (2013): Bir müzik yapımcısı ve bir şarkı yazarının New York'ta yeni bir başlangıç yapmaya çalışmasını anlatan sıcakkanlı bir film.

- Walk the Line (2005): Efsanevi country şarkıcısı Johnny Cash'in hayatını ve June Carter'la olan aşkını anlatan biyografik bir film.

- Music and Lyrics (2007): Bir pop yıldızı için şarkı yazmaya çalışan eski bir müzisyen ve söz yazarı olan bir kadının komik ve romantik maceralarını anlatan eğlenceli bir film.


BOĞA BOĞA

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Huzur arayanların kâbusa dönüşen hiyâyesi

Boğa Boğa filmi, İstanbullu iş adamı Yalın'ın finansal bir skandal sonrası eşi Beyza ile birlikte Assos'a yerleşmesi ve burada yaşadığı gerilimli olayları konu alıyor. Filmin başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ (Yalın) ve Funda Eryiğit (Beyza) yer alıyor. Filmin yönetmeni Onur Saylak, senaristi ise Hakan Günday. Filmin çekimleri Çanakkale'nin Assos'a bağlı köylerinde yapılmış. Filmin ilk gösterimi 15 Nisan 2023'te 42. İstanbul Film Festivali'nde yapılmıştır. Film, Netflix'te yayınlandığı hafta en çok izlenen film oldu.

Akıcı bir film olmadığını söyleyebilirim.
Sanat filmlerinde doğanın sesini, sessizliğini dinlemeye alışkın olsak da bu film nedense izlerken beni ne gerdi ne heyecanlandırdı. Yalın'ın aslında sorunlarından kaçmak için konakladığı ıssız sayılabilecek bir yerde sorunlarının içinden çıkmaya çalıştıkça istemeden batışına şahit oluyoruz. Filmin başından beri bir para mevzusu hakim. Yalın o para yüzünden battı, derken finalde her şey tersine dönüyor. Tabi ki para sayesinde. Finali iyi bağlanmış, çok iyi oyunculuğun izlenebileceği, sıkıcı bir film de denebilir.



10.000 KM

0 yorum | Şarkıları dinle...

 

10.000 Km (2014) filmi, biri Barselona’da diğeri Los Angeles’ta yaşarken ilişkilerini yürütmeye çalışan bir çiftin hikayesini anlatıyor. Teknoloji aracılığıyla iletişim kurmaya çalışan Alex ve Sergi, aralarındaki mesafenin aşklarını etkilemesinden korkuyor. Film, Carlos Marques-Marcet tarafından yönetilmiş ve senaryosu Clara Roquet ile birlikte yazılmıştır. Başrollerde Natalia Tena ve David Verdaguer oynamaktadır. 

Film, birçok ödül kazanmış ve beğeni toplamıştır. Avrupa Film Ödülü adaylığı da dahil olmak üzere 20’den fazla festivalde ödüller almıştır. Özellikle filmdeki oyunculuklar, yönetmenlik ve senaryo övgü görmüştür. Film, aynı zamanda SXSW Film Festivali’nde Özel Jüri Ödülü’nü kazanmıştır. uzun mesafeli ilişkilerin zorluklarını ve teknolojinin rolünü gerçekçi bir şekilde yansıttığı için izleyiciler tarafından da ilgiyle karşılanmıştır. Filmin başında birbirine tutkuyla bağlı olan bir çift görürüz. İşine olan sevgisi sebebi ile 1 yıllık bir süre için yurt dışına gitmek zorunda olan Alex'in ayrılıklarının ilk günlerinden ilerleyen günlerine kadar ilişkilerinin ne kadar değiştiğini, istemeseler de soğuduğunu görürüz. Her şeye rağmen bu ilişkiyi sürdürebilecekler midir?

Filmde uzun mesafeli ilişkilerin zorluğu ve teknolojinin hem yardımcı hem de engel olabileceği vurgulanmaktadır. Filmdeki çift, birbirlerine bağlı kalmak için teknolojiyi kullanıyorlar, ancak bu da aralarındaki fiziksel yakınlığı ve duygusal uyumu kaybetmelerine neden oluyor. Film, aşkın mesafeye dayanabilmesi için sadece iletişimin yeterli olmadığını, ortak hayallerin ve hedeflerin de önemli olduğunu gösteriyor.

Benzer filmler:

  • Anchor and Hope (2017): İki kadın ve bir erkek arasındaki ilişkiyi konu alan bir komedi-dram filmi.
  • Sevgililerimiz (2016): Bir yazarın eski sevgilisiyle yeniden bir araya gelmesini ve yeni sevgilisiyle yaşadığı sorunları anlatan bir romantik komedi filmi.
  • Aşk Benim Soyadım (2021): Bir çiftin evliliklerini kurtarmak için yaptıkları terapi seanslarını ve komik maceralarını anlatan bir komedi filmi.
  • Ağır Romantik (2020): Bir adamın hayatının aşkını bulmak için girdiği çılgın ilişkileri anlatan bir romantik komedi filmi.
  • Seni Uzaktan Sevmek (2010): Bir çiftin New York ve San Francisco arasında yaşadığı uzun mesafeli ilişkiyi anlatan bir romantik dram filmi.

MÜJDEMİ İSTERİM - Katil, nişanda nişan alınca...

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Müjdemi İsterim filmi çerezlik komedi yerli filmlerden biri. Ecem Erkek her zamanki gibi bana bakınca bile gülebildiğim bir oyunculuk sunuyor. Pek de sempatik. Biraz absürd biraz macera biraz komedi yuvarlanıp gidiyor film. Çok komik de değil ama bir yerinde sesli güldüğümü hatırlıyorum neresiydi bilemedim : )

Aslında bütün olayalar nişan etkinliğinde işlenen bir cinayetle başlıyor. Kim yapmış kim kimi seviyormuş, kıskandırıyormuş derken bir bakıyoruz sevenler başkasını sever olmuş. Filmin sonunda devam filmi çekileceğini de göz kırpıyor.

Filmin yönetmeni Ömer Faruk Yardımcı. Senaryosunu ise Ömer Faruk Yardımcı ve Olcay Onur Kaya'ya ait. Filmin başrollerinde Ahmet Kural, Ecem Erkek ve Mehmet Özgür yer alıyor.

Bulut, nişanından bir gün önce eski sevgilisiyle karşılaşır ve onun hamile olduğunu öğrenir. Genç kadın, Bulut'u nişanlısından ayrılmazsa basına konuşmakla tehdit eder. Bulut, nişandan kaçmaya karar verir ancak arabasında gizlenen Müjde ile karşılaşır. Kısa süre sonra nişanda bir cinayet işlendiğini öğrenirler ve polis peşlerine düşer. Masumiyetlerini kanıtlamak için cinayeti çözmeye çalışırlar.