Kimi Aramıştınız?

serkan keskin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
serkan keskin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bobboş - Bir film

0 yorum | Şarkıları dinle...

 

Başlığa aldanmayın, hayli dolu bir film elbette.

Sanırım ilk kez Onur Ünlü'nün olduğunu bilmeden bir film izlemiş oldum. Şaşırdım mı, hayır. Serkan Keskin'in oynadığı her oyun ve filmi izleyen biri olarak eklemiştim bu filmi listeme. Müdavimi olduğum dizi biter bitmez izledim. Settar Tanıöver'i de pek severim. (Ah Saldıray abi ah demeden geçemem : ) Kıbrıs ağzı da pek sevimli olmuş, zaten öyledir. Hazar Ergüçlü de renk katmış. 

İzlerken karakterlerin içinde bulunduğu ruh halinin gerilimini hissettirdi bana. Bazen de, ne yaparsan yap bazen paralel evrene de gitsen başına gelecekleri değiştiremiyorsun, "kaderini" baştan yazamıyorsun dedim. Tam oldu dediğin anda bir anda bakmışsın ki bomboş. Her şey..

HAZİNE - Yerli polisiye kara komedi

0 yorum | Şarkıları dinle...

 



Netflix'i tam bir süre önce izlemeye başladığım Peaky Blinders'a devam etmek için açmıştım ki, bugün dizilerde 1 numara mesajı ile bir baktım karşımda Serkan Keskin'li, Çağlar Çorumlu'lu daha önce izlemediğim bir film. Tabi ki hemen önceliği verdim. Üstelik Hasibe Eren'i de görmek güzeldi. Kumrallık da yakışmış. Yapım yılı 2021, çıkış yılı 2022 yazıyor üstelik çekildiğinden haberim yoktu ve ben 2023'ün ortasında görüyorum. Bu zamanda ne kadar iyi ve bilinir olursan ol yaptığın bir işi alıcısına ulaştırmak çok zor gerçekten. Aslıhan Gürbüz ve Şükran Ovalı da var, Ufak Tefek Cinayetler'de ne keyifle izlerdim. Özellikle de Aslıhan'ı. Neyse bu filmi epey sevdim. Sadece sevdiğim oyunculardan dolayı değil. Kara komedi absürt komedi zaten severim. Ama bunda taşlar baya yerine oturmuş. Matematiği güzel. Bi dünya cinayet işleiyor, hepsi birbirine bağlı fakat sadece ikisi kasten ama sebepli. Sadece Bülent Çolak'ı gördüğüme sevinmiştim fazla uzun sürmedi maalesef. Yönetmen kimmiş baktım, Canbert Yerguz yazıyor. İsmi de soy ismi de orijinalmiş. Başka ne işleri var diye baktığımda bol ödüllü bir kısa film olan Kamyon'u gördüm bulup izledim yazmaya ara verip. Sanki o kısa filmde bu uzun metrajın girizgahını yapmış gibi. Umarım devam eder.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Bir ustadan, bir ustaya uzanan yol

0 yorum | Şarkıları dinle...

 Tiyatro sezonu biterken adeta can havli ile izleyemediğim oyunları ve hatta ne bulursam izlemeye çalışıyorum. Bu kez gördüğümden beri aklımda olan bir oyunu izlemenin arı mutluluğunu yaşıyorum. Elbette Serkan Keskin. Suyu gitti, kumu kaldı İsmail Abi. Artık Leyla ile Mecnun'umuz yok. Olduramadık fakat biz kattıkları önemlidir.

Serkan Keskin'inin oynadığı her oyunu izledim derken, araya pandemi vs. girince eksiklerim oldu. Normalde kendi kumpanyalarında yani Paşa'daki Semaver Kumpanya'da izlemeyi severdim onları. Bu kez yolum Zorlu'ya düştü. İyi de oldu çünkü pandemi süresince hiç gitmemiştim. Belki 4 yıl sonra ilk kez Zorlu PSM'ye gittim. Gidişi olmasa da dönüşü hayli zorlu oldu. Onu sonra söylerim. Oyun Turkcell sahnesinde idi. Yani bildiğim kadarı ile Zorlu'nun en büyük sahnesi. Düşünebiliyor musunuz tek bir oyuncu binlerce seyirciyi doldurabiliyor. Bu bile başlı başına büyük başarı. Oyunu bulabildiğimiz yer itibarı ile hayli uzaktan ve balkondan izledim. Keşke yakından izleyebilseymişim dedim. Her ne kadar sahnede dev bir ekran olsa da insan mimik ifade görmek istiyor. Eminim etkisi farklı olurdu. Bu oyunda sahne ve dekor kullanımına bayıldım. Hani sahne sanatları okuyan öğrencilere ödev niteliğinde gidin görün sadece bir kişi sahneyi ne kadar doldurabilir, kaç kişilik ve hangi yöntemlerle oynayabilir şeklinde. Oyunun mesajı ve konusu ağır elbet malum. Serkan Keskin tiplemeleri ile renklendirmiş. Üstelik de kendini tekrar etmeden. Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane dediğimiz şey nar değil, Serkan Keskin :)

Dönüşünün zorlu olmasından da bahsetmezsem rahat edemem.

PSM önünde akşam saat 22:00 civarı taksi sırası olduğunu anladığımız sıraya geçtik.

Şampiyonluk maçına denk gelmemiz ayrı talihsizlik trafik için bir şey diyemem, fakat sorun şu ki, orada en zengin müşterileri götürmek için sıra sıra park etmiş vitolar var. Orası Zorlu'nun taksi durağıymış. Arada bir taksi geliyor, sırası gelen biniyor. Bir baktık oradaki araçları yönlendiren sarı yelekli yetkili kuyruğun ortasından yolcu seçip bindiriyor. Ben önce idrak edemedim. Sıradan bir beyefendi eleştirince saygısız ve sert bir üslüpla kendisine çıkıştı ve Anadolu Yakası taksilerinin geç gelmesi gibi bişey geveleyerek Anadolu Yakasına gidecek yolculara öncelik vermesinin görevi olduğunu söyledi.

Orada diyemedim ki ah beyefendi önce bu üstten üstten kaba tavrınızı neye borçlusunuz? Bir de o görev yani birilerine imtiyaz verme görevini kime karşı sorumlusunuz? Zorlu'ya mı? Yolcuya mı? Yoksa daha çok kazanmak isteyen, yakın yere gitmek istemeyen taksicilere mi?

Tam 1 saat bekledik, ha geldi ha gelecek derken. Üstelik orada camdan bir durak vardı yanıbaşımızda. Yağmur başladı, hava iyice soğudu. Beklemekten yorulduk. Tartışınca bu sefer muhtemelen inadına gitti orayı kilitledi. Sorunca da orası personel için dedi. Oysa üşüyen insanlar orda arada dinleniyordu. 

Farz et ki personel için? Bu istisnai durumda seni çekip vuracaklar mı insanlar oraya iki dk. sığındı diye?
 

Ah ah, şu cânım sanat yazısı nasıl başladı nasıl bitti. 
Derdim çoktur hangisine yanayım.