Kimi Aramıştınız?

komedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
komedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HAZİNE - Yerli polisiye kara komedi

0 yorum | Şarkıları dinle...

 



Netflix'i tam bir süre önce izlemeye başladığım Peaky Blinders'a devam etmek için açmıştım ki, bugün dizilerde 1 numara mesajı ile bir baktım karşımda Serkan Keskin'li, Çağlar Çorumlu'lu daha önce izlemediğim bir film. Tabi ki hemen önceliği verdim. Üstelik Hasibe Eren'i de görmek güzeldi. Kumrallık da yakışmış. Yapım yılı 2021, çıkış yılı 2022 yazıyor üstelik çekildiğinden haberim yoktu ve ben 2023'ün ortasında görüyorum. Bu zamanda ne kadar iyi ve bilinir olursan ol yaptığın bir işi alıcısına ulaştırmak çok zor gerçekten. Aslıhan Gürbüz ve Şükran Ovalı da var, Ufak Tefek Cinayetler'de ne keyifle izlerdim. Özellikle de Aslıhan'ı. Neyse bu filmi epey sevdim. Sadece sevdiğim oyunculardan dolayı değil. Kara komedi absürt komedi zaten severim. Ama bunda taşlar baya yerine oturmuş. Matematiği güzel. Bi dünya cinayet işleiyor, hepsi birbirine bağlı fakat sadece ikisi kasten ama sebepli. Sadece Bülent Çolak'ı gördüğüme sevinmiştim fazla uzun sürmedi maalesef. Yönetmen kimmiş baktım, Canbert Yerguz yazıyor. İsmi de soy ismi de orijinalmiş. Başka ne işleri var diye baktığımda bol ödüllü bir kısa film olan Kamyon'u gördüm bulup izledim yazmaya ara verip. Sanki o kısa filmde bu uzun metrajın girizgahını yapmış gibi. Umarım devam eder.

EL BAR - Kim güvenilir, kim değil?

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Film, 2017 yılında çekilmiş bir İspanyol gerilim-komedi filmidir. Yönetmeni Álex De La Iglesia, senaristleri ise Álex De La Iglesia ve Jorge Guerricaechevarría’dır. Film, Madrid’in merkezindeki bir barda geçer. Bir sabah, bardan çıkan iki müşteri keskin nişancı tarafından vurulur. Barda kalan diğer müşteriler ise panik içinde hayatta kalmaya çalışır. Filmde Mario Casas, Blanca Suárez, Carmen Machi ve José Sacristán gibi ünlü İspanyol oyuncular rol alır.

Film, tek mekan filmlerini sevenler için ilgi çekici bir seçenek olabilir. Filmde insan psikolojisi, toplumsal sınıflar, salgın hastalıklar ve gizemli olaylar gibi temalar işlenir. Film hem gerilim hem de komedi unsurları içerir. 


El bar filmi, yönetmeni ve senaristi Álex De La Iglesia, 1965 doğumlu bir İspanyol yönetmen, senarist ve yapımcıdır. İlk filmi olan Mutant Action (1993) ile dikkat çeken Iglesia, daha sonra The Day of the Beast (1995), Perdita Durango (1997), Dying of Laughter (1999), Common Wealth (2000), Eight Hundred Bullets (2002), Ferpect Crime (2004), The Oxford Murders (2008), The Last Circus (2010), Witching and Bitching (2013) gibi filmlere imza atmıştır.

Iglesia’nın filmleri genellikle kara mizah, gerilim, korku ve fantastik unsurlar içerir. Iglesia, toplumun marjinal kesimlerine, insan doğasının karanlık yönlerine ve İspanyol kültürüne eleştirel bir bakış sunar. Iglesia’nın filmleri hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından beğenilmiş ve pek çok ödül kazanmıştır.

El bar filmi, Iglesia’nın önceki çalışmalarıyla benzerlikler taşıyan bir film olmakla birlikte, bazı farklılıklar da gösterir. Örneğin filmde Iglesia’nın diğer filmlerine göre daha az şiddet ve kan sahneleri vardır. Ayrıca filmde fantastik veya doğaüstü unsurlar yer almaz. Filmde daha çok gerçekçi ve güncel bir senaryo izlenir.

El bar filmi, gerilim ve korku unsurları yanında komedi unsurları da içeren bir film olup, mizah anlayışı kara mizaha dayanır. Filmde, barda mahsur kalan karakterlerin birbirleriyle olan diyalogları, çatışmaları ve çaresizlikleri komik bir şekilde sunulur. Filmde ayrıca İspanyol kültürüne ve toplumsal sınıflara yönelik eleştirel ve ironik göndermeler de vardır.

Filmdeki komedi unsurlarının seyirciye verdiği mesajlar ise farklı yorumlanabilir. Bazı izleyiciler filmdeki komedinin gerilimi hafiflettiğini ve izleyiciyi eğlendirdiğini düşünebilir. Bazı izleyiciler ise filmdeki komedinin gerilimi arttırdığını ve izleyiciyi rahatsız ettiğini düşünebilir. Ayrıca filmdeki komedinin insan doğasının karanlık yönlerini ortaya çıkardığını ve toplumsal sorunlara dikkat çektiğini de söylemek mümkündür.


El bar filmi, benzer filmlerle karşılaştırıldığında bazı farklılıklar gösterir. Benzer filmler arasında şunlar sayılabilir:

  • Ölümcül Çözüm (2005): Bu filmde de bir grup insan, bir işyerinde mahsur kalır ve birbirlerinden şüphelenmeye başlar. Ancak bu filmde komedi unsuru yoktur ve film daha çok dram ve gerilim üzerine kuruludur.
  • Asabiyim Ben (2014): Bu filmde de birbirinden bağımsız altı hikaye anlatılır. Bu hikayelerde de insanların öfke, intikam ve şiddet duyguları işlenir. Ancak bu filmde kara mizah daha baskındır ve film daha çok toplumsal eleştiri yapar.
  • Ocean’s Eleven (2001) ve Ocean’s Twelve (2004): Bu filmlerde de bir grup soyguncu, büyük bir soygun planlar ve gerçekleştirir. Bu filmlerde de komedi ve gerilim unsurları vardır. Ancak bu filmlerde tek mekan yoktur ve film daha çok aksiyon üzerine kuruludur.

El bar filmi ise bu filmlerden farklı olarak tek mekan filmlerinden biridir. 


Kimler izlemeli?


El bar filmi, herkesin zevkine hitap etmeyen bir film olabilir. Filmdeki gerilim ve komedi unsurları bazı izleyicileri rahatsız edebilir. Filmdeki mantıksızlıklar ve tutarsızlıklar da bazı izleyicileri tatmin etmeyebilir. Bu nedenle filmi izlemek isteyenlerin şunlara dikkat etmesi gerekir:


  • Filmde kara mizah anlayışı hakimdir. Filmdeki komedi sahneleri bazen gerilimi hafifletirken, bazen de gerilimi arttırabilir. Filmdeki komedi unsurları aynı zamanda insan doğasının karanlık yönlerini ve toplumsal sorunları da ortaya çıkarır. Bu nedenle filmi izlemek isteyenlerin kara mizaha karşı duyarlı olmaması gerekir .
  • Filmde tek mekan olan barın içinde geçen olaylar anlatılır. Filmdeki olayların gelişimi ve sonucu da tatmin edici olmayabilir. Bu nedenle filmi izlemek isteyenlerin tek mekan filmlerini sevmesi ve filmdeki olaylara mantık aramaması gerekir .
  • Filmde hem gerilim hem de komedi unsurları vardır. Filmdeki gerilim sahneleri bazen aşırı ve gereksiz bulunabilir. Filmdeki komedi sahneleri de bazen sırıtabilir. Bu nedenle filmi izlemek isteyenlerin bu tür karışımına açık olması gerekir.

Film hakkında yorum yapan izleyicilerden bazıları şunları yazmıştır:


  • "Filmdeki oyunculuklar çok iyiydi. Tek mekan filmlerini seviyorum. Gerilim ve komedi karışımı güzeldi".
  • "Bazı sahneleri aşırı bazı sahneleri sıkıcı ve itici ama genel manada güzel bir film denilebilir en azından heyecanlı".
  • "Tek mekan filmlerinden hoşlananlar için güzel bir seçenek. Gerilim ve komedi dengesi iyi kurulmuş. Oyuncular da başarılı".
  • "Filmdeki mantıksızlıklar ve tutarsızlıklar çok fazlaydı. Filmdeki komedi unsurları da sırıttı. Filmdeki gerilim sahneleri de aşırı ve gereksizdi".
  • "Filmdeki kara mizah anlayışını sevmedim. Filmdeki komedi sahneleri gerilimi bozdu. Filmdeki olayların gelişimi ve sonucu da tatmin etmedi".

AAAHH BELİNDA - Kendini kaybedip yeniden bulmak için hazır mısın?

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

7 Nisan 2023 tarihinde Netflix'te yayınlanan Türk yapımı bir komedi-dram filmidir.

- Film, Atıf Yılmaz'ın 1986 yapımı ödüllü filminin uyarlamasıdır.

- Filmde, bir şampuan reklamı çekiminde kendini gizemli bir şekilde bambaşka bir hayatın içinde bulan ünlü oyuncu Dilara'nın kendi kimliğini geri kazanmak için verdiği mücadele anlatılır.

- Film, kadının toplumdaki yerini ve toplumsal kalıplaşmış gerçekler içerisinde nasıl yaşadığını ve mücadelelerini konu edinir .

- Film, bir şampuan reklamı çekiminde kendini gizemli bir şekilde bambaşka bir hayatın içinde bulan ünlü oyuncu Dilara'nın kendi kimliğini geri kazanmak için verdiği mücadeleyi anlatır .

- Film, seyirciye kadının özgürlüğünü destekleyen ve toplumun ona yapıştırdığı etiketlerden kurtulmaya çalışan bir kadının hikayesini sunar .

- Film, aynı zamanda fantastik bir öğeyle hayatı değişen bir kadının bu değişime nasıl uyum sağladığını ve kendini yeniden tanımlamak zorunda kaldığını gösterir.

- Filmde Neslihan Atagül Doğulu, Serkan Çayoğlu, Necip Memili, Meral Çetinkaya, Beril Pozam gibi ünlü oyuncular rol alır.

- Filmin yönetmeni Deniz Yorulmazer'dir. Daha önce Arka Sıradakiler, Uçurum, 20 Dakika, Medcezir, Kördüğüm, Ufak Tefek Cinayetler, Zengin ve Yoksul, Aşk 101 ve Bay Yanlış gibi dizilerde yönetmenlik yapmıştır.

- Filmin senaristi Barış Pirhasan'dır. Daha önce Aşk ve Gurur, Kızlar Sınıfı, Kavak Yelleri, Küçük Kadınlar, Küçük Sırlar gibi dizilerde senaristlik yapmıştır.

- Film, Atıf Yılmaz'ın 1986 yapımı ödüllü filminin modern bir uyarlamasıdır. Orijinal filmde Müjde Ar başrolde oynamıştır.

- Önceki filmle karşılaştırıldığında, orijinal film daha çok kadının toplumdaki yerini ve toplumsal kalıplaşmış gerçekler içerisinde nasıl yaşadığını ve mücadelelerini konu edinirken, yeni film daha çok fantastik bir öğeyle hayatı değişen bir kadının kendi kimliğini geri kazanma çabasını anlatmaktadır.

- Film, benzer temalara sahip olan Tut Sözünü, Arkadaşım Şeytan, Gölge Oyunu gibi filmlerle karşılaştırılabilir. Bu filmler de fantastik bir öğeyle hayatı değişen karakterlerin yaşadıklarını anlatır.

Film, komedi ve dram türlerini sevenler için izlenebilir bir seçenek olabilir. Ayrıca fantastik bir öğeyle hayatı değişen bir kadının hikayesine ilgi duyanlar da filmi beğenebilirler. Filmde bazı cinsel sahneler olduğu için aileyle izlemek uygun olmayabilir. Orijinal filmi sevenler ise bu uyarlamadan memnun kalmayabilirler, çünkü film orijinaline göre daha farklı bir anlatım tarzı ve mesaj içermektedir.

İYİ ADAMIN 10 GÜNÜ - İyi adam olmak için kaç gün yeter?

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Film, Mehmet Eroğlu'nun aynı adlı romanından uyarlanan bir Türk dram filmidir. Filmin yönetmeni Uluç Bayraktar, senaristleri Mehmet Eroğlu ve Damla Serim'dir. Filmin oyuncu kadrosunda Nejat İşler, Nur Fettahoğlu, Şenay Gürler, İlayda Alişan, İlayda Akdoğan, Rıza Kocaoğlu, Kadir Çermik, Erdal Yıldız ve Ata Artman yer almaktadır. 

Filmin konusu ise şöyledir: Sadık, hayatını kaybeden karısının ardından kendini işine vermiş bir avukattır. Bir gün eski bir dostu olan Cemil'in davasını üstlenir. Cemil, karısını öldürmekle suçlanmaktadır. Sadık, Cemil'i savunurken hem kendi geçmişiyle hem de adalet sistemiyle yüzleşmek zorunda kalır. Film 3 Mart 2023 tarihinde Netflix'te yayınlanmıştır.

Filmin yönetmeni Uluç Bayraktar, Türk dizi sektöründe önemli bir isimdir. 2000 yılında Şaşıfelek Çıkmazı dizisinde yönetmen yardımcılığı yaparak başladığı kariyerinde, Kampüsistan, Ezo Gelin, Menekşe ile Halil, Ezel, Karadayı, İçerde, Çarpışma, Babil gibi popüler dizilerin yönetmenliğini üstlenmiştir. Ayrıca Kabuslar Evi adlı korku dizisinin de bazı bölümlerini yönetmiştir. İyi Adamın 10 Günü ise ilk sinema filmi olmuştur.

Filmin senaristleri Mehmet Eroğlu ve Damla Serim ise daha önce birlikte çalışmamışlardır. Mehmet Eroğlu, filmin uyarlandığı romanın da yazarıdır. Ayrıca Kötü Adamın 10 Günü adlı romanın da yazarıdır. Damla Serim ise daha önce Babil dizisinin senaryosunu yazmıştır.

Bu filmle karşılaştırıldığında, Uluç Bayraktar'ın önceki çalışmalarının çoğunun polisiye ve dram türünde olduğu görülür. Bu filmde de benzer bir tür kullanmıştır. Ancak bu filmde daha çok adalet sistemi ve insan psikolojisi üzerine odaklanmıştır. Mehmet Eroğlu ve Damla Serim'in senaryosu ise filmin gerilimini ve sürükleyiciliğini artırmıştır.

Dramatik bir konuyu komedi unsurlarıyla hafifletmeye çalışan bir filmdir. Filmin mizah anlayışı, genellikle karakterlerin yaşadıkları absürt durumlar, ironik diyaloglar ve karikatürize edilmiş kişilikler üzerine kuruludur. Filmin seyirciye verdiği mesajlar ise, hayatın zorluklarına rağmen umudunu kaybetmemek, dostluk ve aile bağlarının önemi, adalet ve vicdan arasındaki çatışma ve insanın kendi doğasını keşfetmesi gibi temalardır.

Filmdeki oyuncuların performansları genel olarak başarılı ve etkileyicidir. Özellikle Nejat İşler, filmin başrolü olan Sadık karakterini çok iyi canlandırmıştır. Sadık'ın yaşadığı duygusal çöküntü, adalet arayışı ve geçmişle hesaplaşması Nejat İşler'in mimik, jest ve tonlamasıyla izleyiciye aktarılmıştır. Nur Fettahoğlu da Rezzan karakterini başarıyla oynamıştır. Rezzan'ın Sadık'a olan ilgisi, gizemli kişiliği ve sırları Nur Fettahoğlu'nun bakışları, duruşu ve sesiyle yansıtılmıştır. Diğer oyuncular da rollerine uygun bir şekilde performans göstermişlerdir. Şenay Gürler, İlayda Alişan, İlayda Akdoğan, Rıza Kocaoğlu, Kadir Çermik, Erdal Yıldız ve Ata Artman filmin yan karakterleri olarak hikayeye renk katmışlardır. Ayrıca Esra Ronabar, Barış Falay ve Yurdaer Okur gibi konuk oyuncular da kısa süreliğine de olsa iz bırakmışlardır.

UYSALLAR - Olmak istediğin "Sen" hangisi?

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Netflix'te yayınlanan bir kara komedi dizisidir. Dizinin konusu, her biri farklı bir hayat yaşayan ve kim olduklarını sorgulayan Uysal ailesinin uyanış hikayesidir. 

Dizinin oyuncuları şunlardır:

- Öner Erkan: Oktay Uysal rolünde. Başarılı bir mimar olan Oktay, orta yaş bunalımına girmiş ve gizli bir punk hayatı yaşamaya başlamıştır.

- Songül Öden: Nil rolünde. Oktay'ın eşi olan Nil, hiçbir zaman kendine vakit ayıramamış ve eşinin ilgisizliğinden dert yanmaktadır. Bir işe girip kendi hayatını yaşamak ister.

- Haluk Bilginer: Berhudar rolünde. Türkiye'nin en büyük cezaevi inşaatının devlet tarafından görevlendirilmiş sorumlusudur. Takıntılı bir adamdır.

- Uğur Yücel: Olcay rolünde. Oktay'ın babasıdır. Baskıcı bir baba olmuştur. Eşi öldükten sonra oğlunun yanına taşınmış ve ailesini düzeltmeye çalışmaktadır.

- Nezaket Erden: Zeynep rolünde. Oktay ve Nil'in kızlarıdır. Üniversite sınavına hazırlanmaktadır. Ailesinin yalanlarını fark etmeye başlamıştır.

- Umut Yeşildağ: Ege rolünde. Oktay ve Nil'in oğullarıdır. Lise öğrencisidir. Ailesinin sırlarını öğrenmek için çabalamaktadır.

- Serkan Altunorak: Cem rolünde. Oktay'ın iş arkadaşıdır. Oktay'ın gizli hayatını keşfeder ve ona katılmak ister.

- İbrahim Selim: Can rolünde. Oktay'ın punk arkadaşıdır. Oktay'a yeni bir dünya sunar.

- Durukan Ordu: Emre rolünde. Berhudar'ın oğludur. Babasının baskısından bunalan bir gençtir.

Uysallar dizisinin yönetmeni Onur Saylak, aynı zamanda başarılı bir oyuncu ve öğretim görevlisidir. 1977 Ankara doğumlu olan Saylak, ODTÜ Fizik Bölümü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nde eğitim görmüştür. Tiyatro, sinema ve televizyon oyunculuğunun yanı sıra Kadir Has Üniversitesi Film ve Drama alanında öğretim görevlisi olarak da çalışmaktadır.

Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı ilk proje 2015 yılında çektiği Orman adlı kısa filmdir. Bu filmde eşi Tuba Büyüküstün de rol almıştır. 2017 yılında ise ilk uzun metrajlı filmi Daha'yı yönetmiştir. Bu film, Hakan Günday'ın aynı adlı romanından uyarlanmış ve uluslararası pek çok festivalde gösterilmiştir. Uysallar dizisi ise Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı ikinci uzun metrajlı projedir. Bu dizinin senaryosunu da Hakan Günday yazmıştır.

Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı projeler arasında ortak noktalar bulmak mümkündür. Öncelikle, bu projelerin hepsi dramatik ve karanlık bir atmosfere sahiptir. Ayrıca, bu projelerin hepsi toplumsal sorunlara, bireysel krizlere ve kimlik arayışına değinmektedir. Örneğin, Daha filminde insan kaçakçılığı ve babalık teması işlenirken, Uysallar dizisinde orta yaş bunalımı ve aile içi gizemler konu edilmektedir. Onur Saylak'ın yönetmenliğini yaptığı projelerde oyuncu yönetimi de oldukça başarılıdır. Özellikle Haluk Bilginer ile çalıştığı Şahsiyet dizisinde Emmy ödülü kazanan bir performans ortaya çıkarmıştır. Uysallar dizisinde de Haluk Bilginer'in yanı sıra Öner Erkan, Songül Öden ve Uğur Yücel gibi usta oyuncularla çalışmıştır.

Uysallar dizisinin en etkileyici yanı, izleyiciye sıradan bir ailenin aslında ne kadar sıra dışı olabileceğini göstermesidir. Dizide, Uysal ailesinin her bir ferdinin birbirinden gizlediği ikili hayatları vardır. Bu hayatlar, ailenin içindeki çatlakları ve yalanları ortaya çıkarmaktadır. Dizinin kara komedi türünde olması da izleyiciyi hem güldürüp hem düşündürebilmektedir.

Dizinin punk konusunu işleme şekli ise oldukça ilginçtir. Dizide, başarılı bir mimar olan Oktay Uysal'ın orta yaş bunalımına girmesi ve gizli bir punk hayatı yaşamaya başlaması anlatılmaktadır. Oktay, punk arkadaşı Can ile birlikte konserlere gider, saçını boyar, dövme yaptırır ve hatta bir punk grubu kurar. Bu arada ailesinden ve işinden de uzaklaşmaya başlar. Punk kültürü, Oktay'ın içindeki bastırılmış arzularını ve özgürlük isteğini yansıtmaktadır. Ancak bu kültürün de kendi kuralları ve sorunları olduğunu fark eder. Punk konusu, dizide hem komik hem de dramatik sahnelere neden olmaktadır.

Onur Saylak bu dizi ile içinde punk rock ruhu da taşıyan bir beyaz yakalı olarak beni tanımlarında dahi çok heyecanlandırmıştı. İzlediğimde de çok doyurucu buldum, umduğumu buldum diyebilirim. Öner Erkan'ın oyunculuğunun katkısı büyük elbette. Songül Öden'i de pek severim zaten.

İş hayatı, eski hayaller, endişe ile karışık yeni umutlar, özellikle bir yaştan sonra hayatı kaçırma kaygıları bir çok insanda hissedilen ortak duygular. Bu açıdan çok güzel bir noktadan yakalanmış. İş hayatı o kadar hayat değil ki, gözümüzü açtığımız anda 15-20 sene ardımızda kalmış ve biz eski fotoğraflarımıza bakarken buluyoruz kendimizi.

Fakat Onur saylak Boğa Boğa filminde beni açmadı diyebilirim. Belki de dizilerini daha çok seviyorum.

DOWNTON ABBEY - Sınıfların aşkı ve savaşı

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Downton Abbey, 20. yüzyılın başlarında İngiltere'de yaşayan soylu Crawley ailesi ve onlara hizmet eden çalışanların hayatlarını anlatan tarihi bir drama dizisidir. Dizi, 1912'den 1926'ya kadar olan dönemi kapsar ve kraliyet ailesinin de bazen dizide yer aldığı bu dizi, tarihi olaylara ve sınıf çatışmalarına değinir. 

Dizi 1800'lerin ihtişamlı görüntüsünün diğer yanını başarıyla yansıtmaktadır. Aksiyonlar olmadan da bir dizinin ne kadar sürükleyici olabileceğini, her oyuncunun zihinlerde ayrı özel bir yer edindiğini göreceksiniz. Özellikle de soğuk ve etkileyici Michelle Dockery'nin.

Dizi, altı sezon ve bir film olarak yayınlanmıştır ve toplam 52 bölümden oluşmaktadır. Dizinin oyuncu kadrosunda şu isimler yer almaktadır:

- Maggie Smith: Violet Crawley (Dowager Countess of Grantham)

- Hugh Bonneville: Robert Crawley (Earl of Grantham)

- Elizabeth McGovern: Cora Crawley (Countess of Grantham)

- Michelle Dockery: Mary Crawley (Lady Mary Talbot)

- Laura Carmichael: Edith Crawley (Lady Edith Pelham)

- Jessica Brown Findlay: Sybil Crawley (Lady Sybil Branson)

- Dan Stevens: Matthew Crawley

- Lily James: Rose MacClare (Lady Rose Aldridge)

- Jim Carter: Charles Carson (Butler)

- Phyllis Logan: Elsie Hughes (Housekeeper)

- Joanne Froggatt: Anna Bates (Head Housemaid)

- Brendan Coyle: John Bates (Valet)

- Robert James-Collier: Thomas Barrow (Under Butler)

- Sophie McShera: Daisy Mason (Assistant Cook)

- Lesley Nicol: Beryl Patmore (Cook)

- Penelope Wilton: Isobel Crawley

- Allen Leech: Tom Branson

- Matthew Goode: Henry Talbot

-Downton Abbey, televizyon eleştirmenlerinden övgü alarak birçok ödül kazanmıştır. Dizi, 2011 yılında Guinness Rekorlar Kitabı tarafından en çok beğenilen İngilizce televizyon dizisi olarak tanınmıştır.

Televizyondan sinemaya başarılı bir geçiş yapabilen nadir dizilerden biridir. 2019 yılında vizyona giren ilk filmi dünya çapında 150 milyon poundun üzerinde hasılat yapmıştır. Dizinin başrol oyuncusu Hugh Bonneville'ın dediği gibi, Bridgerton gibi dönem dizilerine ilham kaynağı olmuştur. Bonneville, Insider'a verdiği röportajda Downton Abbey'nin ilk yayınlandığında eleştirmenler tarafından küçümsendiğini ancak altı sezon sürdüğünü ve iki tane de film çekildiğini söylemiştir.

Dizi, soylu bir aile ile onlara hizmet eden çalışanların hayatlarını göstererek, sınıf farklılıklarının hem birlikte yaşamayı hem de aşkı nasıl etkilediğini vurguluyor. 

20. yüzyılın başlarında yaşanan tarihi olaylara ve bunların kraliyet ailesi ve İngiliz toplumu üzerindeki etkilerine değinir. Dizi, Birinci Dünya Savaşı, İrlanda Bağımsızlık Savaşı, Kadın Hakları Hareketi, Ekonomik Bunalım gibi olayların hem bireysel hem de toplumsal sonuçlarını gösterir.

Kraliyet ailesinin hem özel hem de siyasi hayatını göstererek, onların da sıradan insanlar gibi duyguları, zaafları ve sorunları olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda dizi, kraliyet ailesinin geleneklere ve protokollere bağlılığının hem bir güç hem de bir zorluk kaynağı olduğunu göstermektedir.

Downton Abbey dizisine benzer diziler olara; The Durrells, Belgravia, The Tudors, Sandition, War & Peace sayılabilir.

1800'lü yıllarda geçen çok dizi izledim fakat bu dizinin karakterleri yaşamıma sızdı adeta.

Bazı dizi ve filmleri izledikten sonra o insanlara alışıyorum ve bu kez nerede oynamışlarsa o yapımları izlemeye koyuluyorum. Bazen hepsinde başarılı bulmaya devam ediyorum, bazen de bir rolün bir oyuncuya neler katabileceğin, aradaki farkı anlıyorum.

Eğer aksiyon olmadan da özellikle insan ilişkilerine özel bir dizi izlemeyi seviyorsanız, yüksek ihtimalle bu diziyi seveceksiniz.


ANNE WITH AN E - Hayallerinin peşinde umut dolu bir kız çocuğu

0 yorum | Şarkıları dinle...

  

Anne with an E, Kanada yapımı bir drama dizisidir. Dizi, Lucy Maud Montgomery'nin Yeşilin Kızı Anne adlı romanından uyarlanmıştır. Dizi, 1890'lı yıllarda Kanada'da yaşayan yetim bir kız olan Anne Shirley'nin hayatını anlatır. Anne, evlenmemiş iki kardeş olan Matthew ve Marilla Cuthbert tarafından evlat edinilir ve Green Gables adlı çiftlikte yaşamaya başlar. Dizi, Anne'in hem kendini hem de ait olduğu yeri bulma yolculuğunu gösterir.

Dizinin başrolünde Anne Shirley karakterini canlandıran Amybeth McNulty yer almaktadır. McNulty, İrlandalı-Kanadalı bir aktristir ve Anne rolü için 1800 kişi arasından seçilmiştir. Dizide ayrıca Geraldine James (Marilla Cuthbert), R.H. Thomson (Matthew Cuthbert), Lucas Jade Zumann (Gilbert Blythe), Dalila Bela (Diana Barry), Corrine Koslo (Rachel Lynde), Aymeric Jett Montaz (Jerry Baynard) gibi oyuncular da rol almaktadır.

Dizideki bütün karakterler kendinize yakın bulacağınız, samimi hissettiren türden.

Anne Shirley hayal gücü ve tutkusuyla dolu bir çocuktur. Yaşadığı zorluklara rağmen hayata pozitif bakmayı ve kendini geliştirmeyi başarır. Dizide Anne'in maceraları hem eğlenceli hem de duygusal anlar yaşatıyor.

Dizi diğer taraftan 19. yüzyılın sonunda Kanada'da yaşanan toplumsal ve kültürel değişimleri yansıtmaktadır. Kadın hakları, ırkçılık, eğitim, aile gibi konulara değinir. Hem tarihi hem de güncel meselelere ışık tutar. Basit gibi görünen, kolay izlenen fakat içerik mesajları olarak güçlü bir dili olan yapımdır.

Dizi Anne Shirley'nin etrafındaki karakterlerle kurduğu ilişkileri gösterir. Anne'in Matthew ve Marilla ile olan aile bağını, Gilbert ile olan romantik ilişkisini, Diana ile olan dostluğunu ve diğer karakterlerle olan etkileşimlerini anlatır. Dostluk, aidiyet gibi temaları işler.

Anne Shirley'i canlandıran Amybeth McNulty, dizide çok başarılı bir performans sergilemiştir. McNulty, Anne'in hem neşeli hem de hüzünlü anlarını çok iyi yansıtmıştır. McNulty, Anne'in hayal gücüne, tutkusuna ve zekasına hayat vermiştir.

McNulty, Anne rolü için çok uygun bir seçim olmuştur. McNulty'nin kızıl saçları, çilleri ve yeşil gözleri Anne'in fiziksel özelliklerine çok benzemektedir. McNulty'nin ses tonu ve vücut dili de Anne'in karakterine çok uymaktadır. 

McNulty, dizideki diğer oyuncularla da çok iyi bir uyum yakalamıştır. McNulty'nin Matthew ve Marilla ile olan sahneleri çok duygusal ve samimi olmuştur. McNulty'nin Gilbert ile olan sahneleri ise çok romantik ve tatlı olmuştur. McNulty'nin Diana ile olan sahneleri de çok eğlenceli ve komik olmuştur.

Dizinin ilk bölümlerinde size çocuk yapımı izliyormuş hissi verse de devam etmenizi tavsiye ederiz. İlerleyen bölümlerde bu kız çocuğuna bu rol için var olduğunu inanacak kadar seveceksiniz.